Start your day
with coffee

Our History

Kahve, asırlardır insanlık tarihinin en özel içeceklerinden biri olmuştur. Ancak Türk kahvesi, sıradan bir kahve olmanın ötesine geçerek kültürümüzün ve tarihimizin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Osmanlı döneminde saraylardan sokaklara kadar her yerde kendine yer bulan Türk kahvesi, dünya kahve kültürüne kazandırdığı özel pişirme tekniğiyle öne çıkar.

Kahve, Osmanlı topraklarına 16. yüzyılda Yemen Valisi Özdemir Paşa tarafından getirilmiştir. O dönemden itibaren kahve, özellikle İstanbul’da büyük bir ilgiyle karşılanmış ve kısa sürede Osmanlı toplumunun vazgeçilmezi olmuştur. İlk kahvehane, 1554 yılında Tahtakale’de açılmış ve bu mekanlar, sadece kahve içmek için değil, aynı zamanda fikir alışverişinde bulunmak, edebi sohbetler yapmak ve oyunlar oynamak için de kullanılan sosyal alanlar haline gelmiştir. Kahvehaneler, Osmanlı kültüründe "hane-i muhabbet" yani dostluk evi olarak anılmaya başlamış ve adeta toplumun nabzını tutmuştur.

Türk kahvesini diğer kahve türlerinden ayıran en önemli özellik, hazırlanış ve sunum biçimidir. Cezvede ağır ağır pişirilmesi, köpüğünün özenle korunması ve fincanda telvesiyle birlikte servis edilmesi, bu eşsiz lezzeti yaratır. Ayrıca Türk kahvesi, kahve içme deneyimini bir ritüele dönüştüren inceliklerle doludur. Yanında bir bardak su ve lokumla ikram edilmesi gelenektir. Su, kahve içilmeden önce ağız tadını nötrlemek için kullanılırken, lokum ise kahvenin acılığına tatlı bir denge katmaktadır.